Suriyelileri geri göndermek mümkün mü?
İttifakların ikinci tip cumhurbaşkanlığı seçimleri için başlattığı seçim kampanyasına, Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den bu yana Türkiye’ye kaçan milyonlarca Suriyeli göçmen damgasını vuruyor. Birincisi cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın ortaya koyduğu kurallar arasında ikinci tip adaylık, ekonomik kriz ve diğer tartışmaları siyasette arka plana itti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ogan ile yapılan görüşmelerin ardından iki gün önce göçmenlerin dönüşü için bir yol haritası hazırladıklarını açıklamıştı. “Siyasi süreci canlandırmayı, Suriye’yi terörden arındırmayı ve göçmenleri sadakatle geri göndermeyi” hedeflediklerini belirten Çavuşoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bu konuda iş birliği yapacaklarına işaret etti. Çavuşoğlu, bu konuda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin desteğine ihtiyaç olduğunu belirterek, bu kurumlarla birlikte bir yol haritası oluşturulacağını söyledi. Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu da ikinci tur seçim kampanyasına katıldı: “Beni sevseniz de sevmeseniz de kabul ederim. Haydi, unutmayın oyunuzu kendinize vereceksiniz. Vatanını sevenler sandığa gelsin.” bir açıklama ile başladı.
Türkiye Göç İdaresi’nin Ağustos 2022 tarihli verilerine göre, şu anda Türkiye’de geçici koruma statüsünde kayıtlı 3,5 milyondan fazla Suriyeli bulunmaktadır. Türkiye’de ikamet tezkeresi ile yaşayan Suriyeliler de var ve bunların toplam sayısı yakın zamanda açıklanmadı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Nisan 2023’te yaptığı açıklamaya göre 230 bin 998 bin Suriyeli Türk vatandaşlığına sahip. Belgesiz Suriyeli mültecilerin sayısı bilinmiyor. Uzmanlar bu bahis üzerine varsayımlarda bulunmaktan kaçınırlar. Ancak uzmanlar, bu kişilerin geri dönüşünün siyasilerin vaat ettiği gibi kolay ve kısa bir süreç olmayacağını söylüyor.
Suriyelilerin genel durumu nedir?
Türkiye, uluslararası mülteci hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi’ne coğrafi çekince ile taraftır. Türkiye aynı zamanda Sözleşme’ye bu şekilde taraf olan tek Avrupa Konseyi ülkesidir. Buna göre Türkiye, yalnızca Avrupa ülkelerinden gelen sığınmacıları mülteci olarak kabul etmekte ve diğer ülkelerden gelen mültecileri tanımamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de kayıtlı Suriyeliler “mülteci” statüsüne sahip değiller. Bu nedenle iç savaştan kaçan Suriyeliler 22 Ekim 2014 tarihinde çıkarılan bir yönetmelikle “geçici koruma” altına alınmış ve bu durumda Suriyeliler sosyal hizmetlerden yararlanma ve çalışma imkânına kavuşmuştur. Daimi Savunma Yönetmeliği oturma iznine eşdeğer değildir. Geçici koruma sağlanan Suriyeliler de oturma izni almak için ayrıca başvuruda bulunmalıdır. Yıllar içinde Suriyelilerin bir kısmı gerekli belgeleri tamamlayarak oturma izni aldı, bir kısmı da Türk vatandaşlığı aldı.
Ancak göçmenlik hukuku uzmanı Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi, bu kişilere vatandaşlık vermenin yasal bir yer olmadığını belirtiyor. Ekşi, bunun nedenlerini DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede şöyle açıklıyor:
“Türk vatandaşı sandığınız kişinin kendi ülkesindeki güvenlik soruşturması hakkında da bilgi sahibi olması gerekiyor. Ancak bizim Suriye ile 2013 yılından beri diplomatik ilişkimiz yok. Dolayısıyla bu veriyi alamıyoruz. İkincisi vatandaşlık mevzuatımızda, Türkiye’de iltica statüsünde bulunanlara vatandaşlık verilmeyeceği açıkça yazıyor vatandaşlık verme yolunu o kadar çok seçebiliyorlar ki arkalarında seçim yatırımı veya başka bir amaç var mı spekülatif konuşmak istemiyorum … Ben sadece durumu yasal bir bakış açısıyla açıklamaya çalışıyorum.”
Türkiye’nin Suriyelileri geri göndermesi mümkün mü?
Hatta hükümet bir süredir uluslararası hukuk açısından tartışmalı yöntemlerle Suriyelilerin geri dönüşü için çalışıyor. İçişleri Bakanlığı geçen yıl yabancıların mekânsal yığılmasını önlemek için ‘seyreltme’ uygulaması başlatacağını duyurmuştu. Buna göre yabancıların mahalle nüfusunun yüzde 25’ini geçtiği yerlerde yabancıların kayıt başvuruları kapatıldı. Bakanlık, kaydı kapatmanın yanı sıra, yoğun nüfuslu yerleşim yerlerindeki Suriyelileri gönüllülük esasına göre farklı ilçe ve illere yerleştireceğini de duyurdu. Suriyelilerin bir kısmı, Türkiye’nin bir operasyon gerçekleştirdiği ve daha sonra konutlar yaptığı kuzey Suriye’ye yerleştirildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Ekim 2022’de yaptığı açıklamaya göre bu şekilde geri gönderilen Suriyeli sayısı 529 bin.
Suriyelilerin çoğunun bırakın geri dönmek şöyle dursun kalıcı olmaya çalıştıklarını belirten Prof. Uluslararası hukuka göre Suriyelilerin zorla gönderilmesinin mümkün olmadığını belirten Erdoğan, gönüllü geri dönüşün koşullarını oluşturmanın zaman alacağını vurguluyor. “Gönüllü geri dönüşün koşullarını oluşturmak bir veya iki yılda olabilecek bir şey değil” diye devam ediyor.
Nuray Ekşi, Suriyelilerin dönüşünün en az 5 yıllık hatasız bir planlama gerektirdiğine dikkat çekiyor. Uluslararası hukuk açısından Suriyelilerin geri gönderileceği yerlerde çatışma olmaması gerektiğini belirten Ekşi, Esad yönetiminin Suriyelilerin geri kabulü için Türk askerlerinin Kuzey Suriye’den çekilmesini şart koştuğunu hatırlatıyor. Suriye’nin kuzeyindeki durumun bilinmediğini, Rusya ve İran’ın Şam’ın daveti üzerine bölgede olduğuna işaret eden Ekşi, Türkiye’nin bölgedeki muhalefeti desteklediğini ve bunun Türkiye’nin en büyük hatası olduğunu belirtiyor. Ekşi, “Türkiye’nin sadece insani yardım yapması gerekiyordu” diyor ve muhalefetin temelinin Suriyelilerin geri dönmesini zorlaştırdığını vurguluyor.
Şam yönetimi geri dönen Suriyelileri istiyor mu?
Türkiye, Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana bu ülkede dört kara harekatı gerçekleştirdi. 24 Ağustos 2016’da IŞİD’e karşı Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatan Türkiye, daha sonra Fırat Kalkanı Harekatı’nı, daha sonra Fırat’ın Suriye uzantısı olarak görülen YPG ve farklı grupların Suriye’nin kuzeyindeki faaliyetlerine karşı sırasıyla Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarını düzenledi. PKK’lı. 5 Mart 2020’de başlayan Bahar Kalkanı adlı dördüncü harekat doğrudan rejim güçlerini hedef aldı.
Türkiye şimdi yeni diplomatik kanallar açmaya ve Şam yönetimiyle ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyor. Suriyelilerin dönüşüne yönelik planların en önemli kısmının Esad’la yapılan anlaşma olduğunu belirten Murat Erdoğan, Esad’la yapılan anlaşmanın birçok handikapı olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin kısa sürede Suriye’nin kuzeyinden çıkmasının zor olacağını söyleyen Erdoğan, Esad’ı diktatör olarak tanımlayan Suriyelilerin 10 yıl sonra ülkelerini terk etmek isteyeceklerinden şüpheleniyor.
Suriye ekonomisinin de çok kötü olduğunu belirten Erdoğan, Esad’ın durumunun Suriyelilerin bu anlamda Suriye’ye isteyerek dönmesinin çok zor olduğunu söyledi. Kısa vadede bir durum yok” diyor. Erdoğan, Türkiye’ye kaçan muhaliflerin geri dönmesinin Esad için de risk oluşturabileceğini belirtiyor.
Erdoğan sözlerine “Neresinden bakarsanız bakın kolay bir süreç değil. Türkiye’de siyasetçiler bunu biraz fazla kolay bir matematiğe dönüştürüyor. Kimse bunun çok zahmetli bir süreç olduğundan bahsetmek istemiyor” şeklinde devam ediyor.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?